18 Aralık 2010 Cumartesi

65-77’ O Ne Fenerbahçe

İşte Fenerbahçe taraftarının özlediği, beklediği, istediği takım bu. 65. ve 77. dakikalar arası müthiş bir hız, müthiş bir baskı, istek, arzu. Bu da zaten Alex’in frikik golüyle taçlandı.

Sağdan, soldan, ortadan, bazen kısa, bazen uzun paslarla ileriye top taşıyan, agresif oynayan, top rakibe geçtiğinde yaptığı ikili, üçlü baskılarla, birkaç saniye içinde topu kazanan bir Fenerbahçe.

Fenerbahçe bu 12-13 dakikalık oyunu eğer 60-70 dakikalara çıkarabilirse zaten istediği kupaları da elde edebilir, tüm başarılara da uzanabilir. Ayrıca uzanmazsa ne olur? Böyle oynayan bir takıma her taraftar hakkını helal eder.

Aslında Fenerbahçe gerçekten çok iyi futbolculardan kurulu bir ekip. Ancak şansı da pek yardım etmiyor. Bir de bu futbolcuların uyumu yeterli noktada değil.

Son dönemlerde bu kadar köşe atışı kazanamıyordu Fenerbahçe. Üstelik bu kadar duran topun olduğu oyunda Lugano kenardaydı bu sefer. Tam hat-trick yapabileceği bir maçtı. Sonunda da zaten Fenerbahçe’ye 3 puanı getiren gol yine bir duran toptan geldi. Gerçi bir Alex klasiğiydi ama uzun zamandır kendini özleten bir klasik.

Sivasspor’un oynamaya çalıştığı oyunu görünce, Schuster’in sözüne de hak vermemek elde değil. Sadece kalesinde kapanan bir takım. 1960 model. Gerçi son dönemlerdeki moda gibi 60. dakikadan sonra Fenerbahçe’yi bitirmeyi planlıyordu, ama bunu yapabilecek güç ve kaliteden yoksunlar.

Şöyle bir düşünürsek, bu Fenerbahçe gerçekten İspanya gibi, Hollanda gibi liglerde çok daha başarılı olabilecek bir takım. Bu derece teknik futbolculardan oluşuyor ve gerçekten futbol oynamaya çalışıyorlar. Türkiye ligi çok ciddi bir mücadeleye sahip olan, her futbolcunun canla başla mücadele ettiği, ancak futbolun güzelliklerinden, estetiğinden yoksun bir lig. Bu da Fenerbahçe’nin aleyhine oluyor.

Üstüne üstlük Yunus Yıldırım gibi çok formsuz, çok güvensiz ve otoriteyi kurmaktan son derece uzak bir hakem de bu gece Fenerbahçe’yi olumsuz etkiledi.

Fenerbahçe’nin skor üstünlüğünü kuramamasının en önemli sebeplerinden biri de, Mehmet Topuz, Stoch ve Christian gibi futbolcuların çok isabetsiz şutlar çekmesi. Bir türlü isabetli ve bitirici vuruşları yapamıyorlar. Görülen Fenerbahçe’nin çok ama çok fazla şut çalışması yapması gerektiği…

Bir de bu gibi rakibin kapandığı, direndiği maçlarda sol tarafta Niang, sağ tarafta Dia veya Stoch, ortada Semih ve hemen onun arkasında Alex'le daha etkili olabileceği açıkça görülüyor.

Fenerbahçe çok daha rahat getirebileceği bir maçın sonunu zor getirdi ama, doğrusu gelecek için küçük bir ışıkta yaktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder